gölü uyandırsam
1
sabah göle sokulmuş
utanmış kıyıları yokluyor
gölde sedef bir muamma
telâşsız bir samanyolu yıkanıyor
güneş unutulmuş çoktan
sırça saatler yakın
sabah / yorgun bir fundalığın
son faslını anlatıyor
sesler bir karaçamın ardında oyalanıyor
sazlıkları
ve batık sandalları /sonra
usulca uyandırıyor
2
onlar / tütün çiçeğini
düğün evine
çeyiz diye getirdiler
bulutlar alçaldı bir gün
düzce ovasına
güzelce yağmurla indiler
şeref hanım
/ yeminli atlas
oyalı çerkes bakışları
ve mutlaka sarışın
oyalı çerkes bakışları /
ahmet bey
/ pencerede bir bilmece
kısık sesle söylenmiş
bir isim belki
pencerede bir bilmece /
onlar / doyası görüşmelerde
elyazması bir aşk söylediler
nakışsız bir sedire / şimdi
ahşap odaların
mükemmel sessizliğini serdiler
3
bir bayramdı / bayram olmalı
güzel ve sararmış
şeref hanım
sırrı dökülmüş bir aynaya yansıyor
yanında pek tabii ahmet bey
uzakta kaybolup giden
ışıkları seyrediyor
ağaçların
mayısların arasından aslında
lâmbaların kısalmış fitillerini
artık o üflüyor
4
onlar / akşamı
yarım kalmış bir dantel edasıyla
paylaşırlar
bir rüyaya alışırlar
zamansız ayrılıklarda
oysa / samanyolu
karanlığın saçlarını çözer
bir sansar suya dokunur
şu anlar
onları saklar uykusunda
Ahmet Palazoğlu 1984
|