lâleli / istanbul
1
düşlerin ibrişimleri çözülür birden
lâleli
ağır atlas
kuşanır
usanmadan beklenir
kim gelecekse
arka bahçede kumrular
sofrada
kandil simitleri kalır
bu ahşap merdivenlerde tevatür
bir zamanlar yaşanmış
manolyalar
kestane ağaçları ve ıtır
udlarla başlayıp allah
muhabbet
bir gergefe
üç satır asrı bırakmış
konaklar tutuşmuş
şarkılar susmuşsa da
aynada miralay resim
pencerede
kimler kalır
2
sümbül hanım
gözleri mavi
belli belirsiz bir gamze
halâ şaşırtır
mavi konuştuğunda
yıllanmış arkadaşları
ali halit paşa
bayram olmasın
telâşı hayrete şâyan
kimbilir
halâ aklında kaybettiği
kurtuluş savaşları
üfdâde hanım
vakit nasılsa geçer
belki âsûde sinemalar
evlenmeyecek asla
yakasına iğneleyip
mahmur sabahları
hacı hanım
ağır işitmesi bir şey değil
şimdi herkesten müşteki
son mahpuslugunu yaşıyor
tüllerdeki
kaçamak bakışları
muhittin bey
ikinci sayfada
elim bir vefat
çatlayip dursa yıldızlar
kalabalık mukabele akşamları
3
biten gün
lâlelide aşikâr saltanat
kimi zaman
ürpertilerle gelir
kahveler neredeyse dağılır
yorgun kadınlar
otellere çekilir
bekçi cemali
geçen yaz kaybettik
kadir günüydü hatırlarım
bu düdük sesleri
artık eğreti
kısa dalga radyoları
getirir
yine mi geciktik
yazıklar olsun
çocuklar / elma şekerleri
işte güne karıştılar
saat esasen
uyku saatidir
sanki bir masal dinledik
yıkılmış viran olmuş
perdelerden
biten gün
biraz da terkedilmiş değil midir
Ahmet Palazoğlu 1983
|